بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَٱلَّذِينَ هَادُواْ وَٱلصَّٰبِـُٔونَ وَٱلنَّصَٰرَىٰ مَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَعَمِلَ صَٰلِحًا فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ ٦٩

Şüphe yok ki iman edenler ve Yahudîler, Sâbiîler, Nasrânîler: Bunlar içinden her kim Allah’a ve Âhiret gününe iman edip de salih olarak çalışırsa artık onlara korku yoktur ve onlar mahzun olacak değllerdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَقَدْ أَخَذْنَا مِيثَٰقَ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ وَأَرْسَلْنَآ إِلَيْهِمْ رُسُلًاۖ كُلَّمَا جَآءَهُمْ رَسُولٌۢ بِمَا لَا تَهْوَىٰٓ أَنفُسُهُمْ فَرِيقًا كَذَّبُواْ وَفَرِيقًا يَقْتُلُونَ ٧٠

Celâlim Hakk’ı için Ben-î İsraîl’in misakını aldık ve kendilerine Resuller gönderdik, canlarının istemediği bir hükmîle bir Resul geldikçe onlara bir takımına yalancı dediler, bir takımını da öldürüyorlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَحَسِبُوٓاْ أَلَّا تَكُونَ فِتْنَةٌ فَعَمُواْ وَصَمُّواْ ثُمَّ تَابَ ٱللَّهُ عَلَيْهِمْ ثُمَّ عَمُواْ وَصَمُّواْ كَثِيرٌ مِّنْهُمْۚ وَٱللَّهُ بَصِيرٌۢ بِمَا يَعْمَلُونَ ٧١

Hem başlarına bir fitne kopmayacak sandılar da kör ve sağır kesildiler, sonra Allah tevbelerini kabul buyurdu, sonra içlerinden bir çoğu yine kör ve sağır kesildiler, şimdi de Allah görüyor ne yapıyorlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَقَدْ كَفَرَ ٱلَّذِينَ قَالُوٓاْ إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلْمَسِيحُ ٱبْنُ مَرْيَمَۖ وَقَالَ ٱلْمَسِيحُ يَٰبَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ ٱعْبُدُواْ ٱللَّهَ رَبِّى وَرَبَّكُمْۖ إِنَّهُۥ مَن يُشْرِكْ بِٱللَّهِ فَقَدْ حَرَّمَ ٱللَّهُ عَلَيْهِ ٱلْجَنَّةَ وَمَأْوَىٰهُ ٱلنَّارُۖ وَمَا لِلظَّٰلِمِينَ مِنْ أَنصَارٍ ٧٢

Elbette küfretti şunlar: “Allah Meryemin oğlu Mesîhtir” diyenler, halbuki Mesîh şöyle demiştir: Ey Benî İsrâil hep Allaha ibadet ediniz benim de Rabbım sizin de Rabbınız, allaha kim şirk koşarsa Allah ona cennetini haram etmiştir ve varacağı yer ateştir ve zalimlerin ensarı yoktur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَّقَدْ كَفَرَ ٱلَّذِينَ قَالُوٓاْ إِنَّ ٱللَّهَ ثَالِثُ ثَلَٰثَةٍۘ وَمَا مِنْ إِلَٰهٍ إِلَّآ إِلَٰهٌ وَٰحِدٌۚ وَإِن لَّمْ يَنتَهُواْ عَمَّا يَقُولُونَ لَيَمَسَّنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِنْهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ ٧٣

Elbette küfretti şunlar: "Allah üçün üçüncüsü" diyenler, halbuki bir tek ilâhdan başka ilâh yok, eğer bu dediklerinden vaz geçmezlerse elbette işlerinden kâfir kalanlarına şüphesiz ki bir elîm azab dokunacaktır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَفَلَا يَتُوبُونَ إِلَى ٱللَّهِ وَيَسْتَغْفِرُونَهُۥۚ وَٱللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ٧٤

Daha Allah’a tevbe edip istiğfar etmeyecekler mi? Allah Gafur, Rahimdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

مَّا ٱلْمَسِيحُ ٱبْنُ مَرْيَمَ إِلَّا رَسُولٌ قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِهِ ٱلرُّسُلُ وَأُمُّهُۥ صِدِّيقَةٌۖ كَانَا يَأْكُلَانِ ٱلطَّعَامَۗ ٱنظُرْ كَيْفَ نُبَيِّنُ لَهُمُ ٱلْءَايَٰتِ ثُمَّ ٱنظُرْ أَنَّىٰ يُؤْفَكُونَ ٧٥

Meryem’in oğlu Mesîh başka bir şey değil, sade bir Resuldür, kendisinden evvel de bir çok Resuller geçti, anası da gayet doğru bir kadın, ikisi de yemek yerlerdi, bak biz âyetlerimizi onlara nasıl açık anlatıyoruz? Sonra da bak onlar nasıl çeviriliyorlar?

– Elmalılı Hamdi Yazır

قُلْ أَتَعْبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَمْلِكُ لَكُمْ ضَرًّا وَلَا نَفْعًاۚ وَٱللَّهُ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلْعَلِيمُ ٧٦

De ki; ya daha siz Allah’ı bırakıyorsunuz da siz kendiliklerinden ne bir zarara, ne bir faideye malik olmayan şeylere mi tapıyorsunuz, halbuki Allah işiten, bilen ancak O.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قُلْ يَٰٓأَهْلَ ٱلْكِتَٰبِ لَا تَغْلُواْ فِى دِينِكُمْ غَيْرَ ٱلْحَقِّ وَلَا تَتَّبِعُوٓاْ أَهْوَآءَ قَوْمٍ قَدْ ضَلُّواْ مِن قَبْلُ وَأَضَلُّواْ كَثِيرًا وَضَلُّواْ عَن سَوَآءِ ٱلسَّبِيلِ ٧٧

De ki: ey ehl-i kitâp! dininizde haksız ifrata dalmayın, bundan evvel şaşmış, bir çoklarını da şaşırtmış ve yolun doğrusundan sapmış bir kavmin hevaları ardından gitmeyin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لُعِنَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِنۢ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ عَلَىٰ لِسَانِ دَاوُۥدَ وَعِيسَى ٱبْنِ مَرْيَمَۚ ذَٰلِكَ بِمَا عَصَواْ وَّكَانُواْ يَعْتَدُونَ ٧٨

Ben-î İsraîl’den o küfr edenler hem Davud’un hem Meryem’in oğlu İsâ’nın lisaniyle tel'ın edildiler, bu onların isyan etmeleri ve hakkın hududunu tecavüz eder olmaları sebebiyle idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

كَانُواْ لَا يَتَنَاهَوْنَ عَن مُّنكَرٍ فَعَلُوهُۚ لَبِئْسَ مَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ ٧٩

İşledikleri bir münkerden vaz geçmezlerdi, filhakıka ne fena yapıyorlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu